23 Aralık 2013 Pazartesi

Heteretrof canlılar  
Heterotrof canlılar,canlılık faaliyetlerini sürdürebilmek için gereksinim duydukları enerji,inorganik ve organik molekül ihtiyaçlarını dışarıdan karşılarlar.
Heterotrof organizmalar beslenebilmek için dış ortama bağımlıdırlar.Bu sebeble dışarıdan aldıkları organik molekülleri sindirime uğratarak enerji ve yapısal inorganik molekül ihtiyaçlarını karşılarlar. Hayvanlar,Mantarlar(Fungus) ve bazı tek hücreli canlılar organizmalar heterotrof canlılardır.
Besinleri alma biçimine göre üçe ayrılır:
1. Holozoik Yaşam: Besinlerini daha çok katı ve büyük parçalar halinde alan canlılardır.  Her birey kendi besinini kendisi temin eder. Sindirim sistemleri, duyu organları, sinir ve kas sistemleri gelişmiştir.
a) Etçiller: Daha çok hayvansal besinlerle beslenirler. Bazı kuş türleri ve kemirgenler familyasının türleri bu şekilde beslenir. Diş yapıları et yemeye uygun olup, köpek dişleri gelişmiştir.
b) Otçullar: Daha çok bitkisel kaynaklı besinlerle beslenirler. Keçi, koyun, inek, kaplumbağa, kirpi bu gruba örnek verilebilir. Bu hayvanların diş yapıları ve sindirim sistemleri selülozu sindirecek şekilde özelleşmiştir.
c) Etçil—Otçullar (Omnivorlar): insan, bazı balıklar, bazı kuşlar bu gruba girer. Dişleri hem parçalayıcı, hem kesici olarak bulunur.
2. Simbiyoz (Birlikte) Yaşam: Bu gruptaki canlılar birbirleri üzerinde veya içinde yaşarlar. Bazı birlikler zararlı, bazıları faydalıdır.
a) Kommensalizm: Zararsız bir birliktir. Beraber yaşayan canlılardan biri fayda elde ederken diğerinin faydası ve zararı yoktur, insanların ağız ve bağırsak bölgelerinde yaşayan bazı bakteriler bu şekildedir. İnsandan faydalanırlar, ama insana fayda veya zararları yoktur. Köpek balıkları ile onların karın bölgelerine tutunarak yaşayan Echeneis balıkları da böyledir.
b) Mutualizm: Karşılıklı fayda esasına dayalı bir yaşam birliğidir. İnsan bağırsağındaki bazı bakteriler insanın besinlerinden yararlanır ve insanı barınak olarak kullanırlar. Buna karşılık bazı artıkları parçalayarak insana B ve K vitaminlerini hediye ederler. Termitler ve geviş getiren Memelilerin midelerindeki selüloz sindirici tek hücreliler de bu şekilde yaşarlar. Selülozu sindiren enzimler üreterek hayvanın sindirimine yardımcı olurlar. Kendileri de hayvanı konak ve besin kaynağı olarak kullanırlar. Bu iki canlı birbirinden ayrılırsa ikisi de zarar görür. Likenler de mutualist yaşam için çok iyi bir örnektir. Su yosunu ve mantarın birleşmesiyle oluşmuştur. Su yosunu mantara besin ve O2 verirken mantar da ona CO2 ve H20 sağlar.
c) Parazitlik: Beraber yaşayan iki canlıdan biri fayda görür. Bu esnada faydalandığı canlıya zarar verir. Bu yüzden buna zararlı birlikler denir. İki canlı ayrılacak olursa, fayda gören bu faydayı kaybettiği için yaşamını yitirebilir. Diğer canlı ise zarardan kurtulduğu için daha rahat yaşamına devam eder. Parazitler canlının dış kısımlarına yerleşmişse bunlara Ektoparazit denir. Keneler, pireler, bitler ve bazı mantarlar gibi. Parazitler canlının iç kısımlarına yerleşmişse bunlara da Endoparazit denir. Plazmodyum mikrobu, bağırsak kurtları, tenyalar ve bazı bakteriler bunlardandır. En iyi parazit konağını öldürmeden ondan uzun süre faydalanandır.
3. Saprofit (Çürükçül) Yaşam: Bu gruptaki canlılarda sindirim sistemi tam gelişmemiştir. Bu yüzden besinlerini bulundukları ortamlardan yarı sindirilmiş sıvılar olarak alırlar. Bazıları salgıladıkları enzimlerle hem kendi besinlerini kısmen sindirmiş olurlar, hem de organik artıkları parçalayarak ölmüş bitki ve hayvan artıklarını ortadan kaldırırlar. Bu sayede tabiattaki madde devrine önemli katkıda bulunmuş olurlar. Şapkalı mantarlar tabiatta ilkbahar ve sonbaharda daha iyi gelişirler. Çünkü bu zamanlarda toprakta daha çok çözünmüş madde ve su bulunur. Hem de ortam sıcaklığı yaşamaya elverişlidir. Saprofitleri, bakteriler ve mantarlar oluşturur.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder